Cinler ne yer sorusuna karşın Kadı Ebu Ya’la buyurur ki: “İnsanlarda olduğu gibi cinler yer, içer ve evlenirler. Genel bilgilerden anlaşılan odur ki bütün cinler böyledir. Bu bir topluluğun görüşüdür. Sonra ihtilaf ederek bazıları şöyle dediler:”Onların yemeleri ve içmeler koklama ve rahatlamadan ibarettir. Yoksa bizim gibi çiğneyip yutma suretiyle değildir. Bu delilsiz bir görüştür. Çoğunluk söyle dedi:”Onlar da çiğner ve yutarlar.”Bir grup cinlerin yemediklerini ve içmediklerini savundu. Bu da sakıt bir görüştür. Bir topluluk da dediler ki; Onlardan bir sınıfı yiyip içerler, bir sınıfı ise yiyip içmezler.”
İbn Cerir, Vehb b. Munebbih’ten rivayet ediyor: Ona cinler hakkında;
“Cinler ne yer, içer, ölür evlenirler mi? diye sorulduğunda şöyle dedi:
“Onların cinsleri vardır.Onlardan özel bir kısmı rüzgar gibidir, yemez ve içmezler. Bazı cinsleri yerler, içerler, evlenirler ve ölürler. Sihirbazları ve azgınları bu türdendir.”
İbn Ebi’d-Dünya, Mekayidu’ş-Şeytan’da, Ebu’ş-Şeyh el-Azamet’de, Yezidb. Cabir’den şöyle dediğini rivayet ettiler:
“Müslümanların aile halkından hiçbiri yoktur ki evlerinin Müslüman cinler bulunmasın. Aile halkı kahvaltılarını koydukları zaman onlarda iner ve beraber otururlar. Akşam yemeklerini koydukları zaman onlarda iner ve beraber otururlar. Allah ev halkını (cinlerin kötülüklerinden) onlar sayesinde korur.”
Ahmed, Ebu’ş-Şeyh ve Tirmizi, Alkame’den rivayet ediyor:
“İbn Mesud’a dedim ki;
“Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e cin gecesinde arkadaşlık eden kimse oldu mu?” o da:
“Bizden hiç kimse yoktu. Fakat bir gece onu Mekke’de kaybetmiştik. O’na suikast yapıldığına veya kendisine işlenen cinayetin örtüldüğüne hükmettik. Bu yüzden de bir cemaatin geçirdiği en kötü geceyi geçirmiştik. Nihayet sabaha vardığımızda ve sabah üzere iken birden onun Hira tarafından gelmekte olduğunu gördük. İçerisinde bulundukları hali ona anlattılar. Bunun üzerine buyurdular ki:
“Cin davetçiler bana geldi. Ben de kendilerine gidip onlara Kur’andan ayetleri okudum.”
Sonra gidip bize onların izlerini ve ateşten eserlerini gösterdi. Cinler Rasullullahu sallallahu aleyhi ve sellem’e azıklarından sordular kendileri Ceziri cinlerinden idi Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Üzerine Allah’ın ismi anılmış her kemik sizin yiyeceğinizdir.”Tirmizi’nin lafzında:
“Cinler ne yer sorusuna Et bakımından bol etli olarak elinize geçen üzerine besmele çekilmiş her kemik sizin azığınızdır. Cinler ne yer sorulursa her türlü tezek ve ters de hayvanlarınızın yiyeceğidir.” Ziyadeside vardır.Rasullullah sallallahu aleyhi ve sellem sözünü şöyle sürdürdü.
Bu iki madde ile taharetlenmeyiniz çünkü onlar cin kardeşlerinizin yiyeceğidir.
Bazı alimler Müslim’in rivayeti ile Tirmizi’nin rivayetidir.
Birincisi müminler hakkında, ikincisi ise başkaları hakkındadır diyerek birleştirdiler.
Suheyli dedi ki “Bu hadislerde kastedilen doğru bir görüştür.”
Buhari, Ebu Hureyre radıyallahu anh’deen rivayet ediliyor ;
Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ona taharetlenmek için taş getirmesini emretti ve ona şöyle buyurdu.
“Bana kemik ve tezek getirme” dedim ki ;
“Kemik ve tezeğin neyi var?” şöyle buyurdu ;
“O ikisi cinlerin yiyeceğidir. Nusaybin cinleri bana geldiler onlar ne iyi cinlerdi bana azıkları hakkında sordular. Allah’u Teala’ya kemik ve tezeğin onlar için bir azık olması hususunda dua ettim.”
Ben Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraberdim.Bir yılan geldi ve onun yanında durarak fısıldar gibi ağzını onun kulağına yanaştırdı.Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem “Evet” buyurdu.
Yılan oradan ayrılınca bunu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e sordum.Bana onun cinlerden bir adam olduğunu ve kendisine şöyle dediğini haber verdi.
“Ümmetine emretde tezek ve kemikle taharetlenmesinler. Çünkü Allah bunları bize rızık yaptı.”
Derim ki: İbn Ebi Davud, İbn Mes’ud radıyallahu anh’den şöyle dediğini rivayet etmiştir;
Cinler Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e geldiler.
“Ey Muhammed! Ümmetini kemik ve tezekle istinca etmeyi yasakla. Zira Allah’u Teala bize onları rızık kıldı” dediler.Bunun üzerine Nebi sallallahu aleyhi ve sellem yasakladı.
Ez-Zerkeşi, el-Hadim adlı eserinde şöyle demiştir: “Cinler ne yer ve cinlerin kemiklerle nasıl gıdalandığı soruldu. Zira o süprüntülere atılır ve bozulmaz. Cevaben denildi ki: Onlar onun kokusuyla beslenirler. Bu, Gazali’nin el-İhya’dan söylediği görüştür.
Ez-Zerkeşi dedi ki: “Bu, sünnetten gafilliktir.”
Müslim, Ebu Davud ve Tirmizi, İbn Ömer radıyallahı anhuma’dan, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir;
“Sizden biri yediği zaman sağıyla yesin, içtiği zaman sağıyla içsin.Zira Şeytan soluyla yer ve soluyla içer.”
İbn Abdilberr şöyle demiştir: Bu hadiste şeytanların yediklerine ve içtiklerine delil vardır.Böyle sözler mecaza hamledilmezler.Yani sol elle yemeyi şeytan sever ve buna davet eder.Nitekim kırmızının şeytanın ziyneti olduğu ve sarığı büyütmeye şeytanın gıbta ettiği varid olmuştur.
Yani kırmızı renk ve bu şekil sarık şeytanın ziynetidir ve ona davet eder.Bana göre bunun değeri yoktur ve hakiki anlamına imkan varken sözdeki bir şeyi mecaza hamletmenin anlamı yoktur.
Muslim ve Ebu Davud, Huzeyfe radıyallahı anh’den rivayet ediyorlar ;
Biz Rasulullah aleyhissalatu vesselam’ın yanında yemeğe oturunca, Rasulullah aleyhissalatu vesselam yemeye başlamadıkça, kesinlikle elimizi yemeğe uzatmazdık.
Bir seferinde yine onunla yemeğe oturmuştuk. Derken bir bedevi geldi, sanki arkasından bir iteni var gibi hemen elini yemeğe soktu. Rasulullah aleyhissalatu vesselam elinden tuttu. Arkadan bir cariye(küçük kız çocuğu) geldi, sanki onunda arkasından iten biri vardı, alelacele oda elini yemeğe soktu.
Aleyhissalatu vesselam onunda elinden tuttu ve şöyle buyurdu;
“Muhakkak ki şeytan onu kendisine helal kılmak istedi, bende elinden tuttum. Şu cariye geldi ve onunla yemeği kendine helal kılmak istedi, ben onunda elinden tuttum. Nefsim elinde olana yemin olsun şeytanın eli o ikisinin eliyle birlikte avucumdadır.”
Ebu Davud, Umeyye b.Mahşi’den rivayet ediyor;
Rasullullah sallallahu aleyhi ve sellem otururken bir adam geldi ve besmele çekmeden yemeye başladı. Yemekten sadece bir lokma kaldı. Onu ağzına götürünce “Bismillahi evvelihi ve ahirih (başında ve sonunda Allah’ın ismiyle)” dedi. Bunun üzerine Nebi sallallahu aleyhi ve sellem güldü ve şöyle buyurdu;
“Şeytan onunla beraber yemeye devam ediyordu. Allah’ın ismini zikredince karnındakileri kustu.”
Tirmizi ve Hakim, Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet ediyor : Rasullullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu ;
“Şeytan hislerin takipçisidir. Nefisleriniz hakkında şeytandan sakının. Her kim elinde yemek bulaşığı ve kokusu varken yatıp uyursa ve geceleyin kendisine birşey olursa kendisinden başka kimseyi suçlamasın.”
Müslim, Cabir radıyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet etmiştir;
“Muhakkak ki şeytan sizin her işinizde hazır bulunur. Hatta yemeklerinizde dahi hazır olur. Birinizin lokması düşerse onun üzerindeki ezayı gidersin, sonra yesin, şeytana bırakmasın.”
Müslim ve Ebu Davud rivayet ediyorlar: Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu;
Kişi evine girdiğinde ve yemek yerken Allah’u Teala’nin ismini zikrederse şeytan (arkadaşlarına) ;
“Bu gece size kalacak yer yok” der. Eğer evine girerken Allah’u Teala’nın ismini zikretmezse şeytan :
“Kalacak yer buldunuz” der.Yemek yerken Allah’ı zikretmezse :
“Kalacak yerinizde var, yemeğinizde der.”