Allah’a hamd olsun,
Şüphesiz göz/nazar, Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in haber verdiği üzere haktır. Bunun üzerine nazarın vuku bulması mümkün olduğu gibi nazardan korunmak meşru rukyelerle olmalıdır. Korunma sünnette geçen dua ve zikirlerle olur. Muskalarla veya hokkabazların yazdıkları bir takım hurafelerle değil.
Sihir veya nazardan korunma amacıyla taşları ve muskaları taşımak, sakıncalı bir davranıştır. Zira Ukbe bin Amir el Cuheni Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e bir gurup gelmiş bunların dokuzuna beyat yapılmış fakat bir kişi bırakıldı. Bunun üzerine sahabeler: Ey Allah’ın resulü! Dokuz kişiyle beyat yaptınız fakat bir kişiyi bıraktınız: Rasulullah şöyle dedi: onun üzerine tılsım var. Bunun üzerine tılsımın sahibi onu alıp yırttı. Bundan sonra Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem onunla beyat etti ve şöyle dedi: “Her kim tılsım takarsa şirk koşmuş olur” Ahmed 16781 Elbani sahih demiştir. (492)
Ukbe bin Amir Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in şöyle dediğini işitmiştir: “Her kim muska veya nazarlık takarsa Allah onu amacına ulaştırmasın” Arnavut hadisi Hasen görmüştür.
Hattabi Rahimehullah şöyle dedi: “Temime” zararlı durumları bertaraf ettiğine inanılan bir çeşit boncuktur.”
Beğavi Rahimehullah şöyle dedi: “Temime” Araplar çocuklarına taktıkları bir çeşit boncuk olup bunun nazara karşı etkili olduğuna inanırlardı fakat şeriat bunu yasaklamıştır.”
(el Terifat el İtikadiye) s. 121
Alimlerin tercihli görüşüne göre Temime/nazarlığın haram olduğudur. Bu nazarlık Kur’an-ı Kerim’den olsa dahi hüküm aynıdır.
Anlaşılmayan bir takım harf ve sözcükleri içeren muskaların haramlığı konusunda ihtilaf yoktur. Zira bunun bir sihir veya cinler tarafından olmadığına dair güvence yoktur.
Nazarlık veya sihirden kurtulmanın yöntemi şöyledir: Şayet varsa düğümler çözülür ve yapışık cisimler birbirinden ayrılır daha sonra yakmak veya başka bir şekilde imha edilir. Zira Zeyd bin Erkam Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Yahudilerden bir adam Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in yanına gelip giderdi, Rasulullah ona güvenmişti. Bir müddet sonra Yahudi birkaç düğüm bağlayıp Ensarilere ait bir kuyuya attı. Bunun üzerine Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem birkaç gün rahatsızlandı. Aişe hadisine göre altı ay rahatsızlandı. Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e iki melek ziyaretine geldiler. Birisi başucunda durdu diğeri ayaklarının yanında durdu. Birisi diğerine neden rahatsız olduğunu biliyor musun? Diye sordu. Onun yanına gelip giden kişi ona bir takım düğümler yapmış ve onun Ensari olan falan kişinin kuyusuna atmış. Şayet o kuyuya bir adamı gönderse ve düğümleri çözerse suyun sarardığını görecektir. Daha sonra Cebrail onun üzerine Falak v Nas surelerini indirdi ve şöyle dedi: Yahudi bir adam sana sihir yaptı, yapılan sihir ise falan kuyunun içindedir. Bunun üzerine Rasulullah Ali Radiyallahu anhu’yu gönderdi. Baktığında suyun sarardığını gördü, düğümleri alıp Rasulullaha getirdi. Düğümlerin çözülmesini emretti. Okunan her ayet ile bir düğüm çözdürüldü. Tüm düğümler çözüldükten sonra vücudunda bir hafiflik hissetti ve hastalığından iyileşti” Nesai 172/2, Ahmed 367/4, Tabarani, Silsile Sahihe Elbani 6/615
Şeyh bin Baz Rahimehullah şöyle dedi: Sihirbazın ne yaptığına bakılır. Şayet saç tellerini bir yere koymuş veya taraklara bağlamışsa vb. durumlarda yerinden çıkarılır ve imha edilir. Böylece bu sihrin etkisi kaybolur ve sihirbazın amacına engel olunur. (mecmu fetava 8/144)