Cinlerin müslümanı, kafiri, salih olanı, olmayanı vardır;
Yüce Allah cinlerin şöyle dediklerini haber vermektedir:
“Gerçekten biz kimimiz salih kimseleriz, kimimiz bundan aşağıdadır. Biz çeşit çeşit yollara ayrılmışız.”
(el-Cin, 72/11)
Beğavî, Meâlimu’t-Tenzîl adlı tefsirinde şunları söylemektedir:
Yüce Allah’ın: “Kimimiz bundan aşağıdadır” buyruğu salihlerden değildir, demektir.
“Biz çeşit çeşit yollara ayrılmışız.” Çeşitli cemaatlere, değişik sınıflara ayrılmışız.
Mücahid dedi ki: Müslümanlar ve kâfirler olarak ayrılmışız demek istemektedirler, diye açıklamıştır.
Farklı hevâ ve mezheplere ayrılmışız, diye de açıklanmıştır.
el-Hasen ve es-Süddi:
Cinler de sizin gibidir. Kimileri kaderiyecidir, kimileri mürcieci, kimisi de rafızidir.
İbn Keysan dedi ki: İnsanların hevâları gibi herbir fırkanın da kendisine göre bir hevâsı bulunan değişik gruplara ayrılmışlardır.
Said b. Cübeyr dedi ki:
Çeşitli renklerdeyiz demektir.
Ebu Ubeyde:
“Çeşitli sınıflar, demektir” diye açıklamıştır.
Yüce Allah aynı şekilde onlardan şöyle dediklerini haber vermektedir:
“Gerçekten kimimiz müslümanlar, kimimiz zalimleriz. Müslüman olmuşlar, işte onlar doğru yolu aramış olanlardır. Zalim olanlara gelince onlar cehenneme odundurlar.”
(el-Cin, 72/14-15)
“Zalim olanlar” kâfir olanlardır. Cinler arasında samimi müslümanların varlığına tanıklık eden buyruklardan birisi de yüce Allah’ın şu buyruğudur:
“Hatırla ki, cinlerden bir grubu Kur’ân’ı dinlesinler diye sana yöneltmiş idik. Onun huzuruna geldiklerinde: ‘Susup dinleyin’ dediler. (Okunması) bitirilince de kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler. Dediler ki: ‘Ey kavmimiz, biz Musa’dan sonra indirilmiş olup, kendinden öncekileri doğrulayan, hakka ve dosdoğru yola ileten bir kitap dinledik. Ey kavmimiz! Allah’ın davetçisinin çağrısını kabul edin ve ona iman edin, ta ki Allah günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi acıklı bir azaptan kurtarsın. Kim Allah’ın davetçisinin çağrısını kabul etmezse o yeryüzünde (Allah’ı) âciz bırakıcı değildir. Onun ondan başka dost ve yardımcıları da olmaz. İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.'”
(el-Ahkaf, 45/29-32)
Müslüman cinlerin güzel amelleri, iyi fiilleri vardır.
Meselâ, Beyhaki’nin Şuabu’l-İman adlı eserinde nakledildiğine göre onlar iyiliği emreder, yalan ve kötülükten uzak tutmaya çalışırlar.
Yine Taberânî’nin, el-Mu’cemu’l-Kebir’inde belirtildiği üzere onlardan kimisi kulun dikkatini tevhide çeker ve onu şirkten sakındırır.
Bezzar’ın Müsned’inde belirtildiğine göre onlardan kimileri namaz kılan mü’minle birlikte namaz kılarlar, mü’minin Kur’ân okuması ile birlikte Kur’ân okurlar ve onu dinlerler.
İbn Ebi Şeybe’nin, Musannef’inde ve el-Hallal’in es-Sünne adlı eserinde belirtildiği üzere Ömer Radıyallahu anh’ın öldürülmesi dolayısıyla onların bir kesimi ağlamıştır.